background img

The New Stuff


Zehra, kitabın kahramanı, mektebin başöğretmenidir. Yeni eğitim öğretimin bütün gereklerini yerine getirir,
öğrencilerle bire bir ilgilenir; ancak öğrencilerin yaptıkları yanlışları asla affetmez.İçinde hiç acıma duygusu hissetmez. Maarif ( Milli Eğitim) Müdürü de Zehra’nın bu özelliğinden çok muzdariptir. Müdür, çeşitli zamanlarda Zehra'yı uyarmış olmasına rağmen onda hiçbir değişiklik görmemiştir.
Maarif Müdürü Tevfik Hayri ile Vekil Şerif Hayri Bey Zehra’nın okulunu ziyarete giderler. Şerif Hayri Bey Zehra’ya babasının hasta olduğunu, bu nedenle İstanbul’a gidip babasını görmesini ister; fakat Zehra babasının olmadığını, o kişinin başka birisi olabileceğini söyler.
İki gün sonra Maarif Müdürü’ne bir telgraf gelir. Zehra’nın babası Mürşit Efendinin ölmek üzere olduğunu, muallimin hemen yola çıkmasını bildirir. Müdür Zehra’yı çağırtarak hemen gitmesini ister. Fakat Zehra yine karşı gelir. Müdür fazla üstelemez. Biraz sonra hazırlanmış, elinde çantasıyla Zehra gelir ve gitmeye karar verdiğini söyler.
Zehra İstanbul yolunda babasının ailesine yaptıklarını annesini, ablasını ve anneannesini nasıl öldürdüğünü ve en sonunda da kendisini bir yatılı okula verip hiç arayıp sormamasını düşünür. İstanbul’a varır. Eski komşuları Vehbi Bey kendisini karşılar. Niçin daha önce gelmediğini, babasının “Zehra, Zehra” diye öldüğünü söyler. Eve vardıklarında babasının başında birkaç kadın vardır. Babasını görmek istemez. Kendisine babasının eşyalarının bulunduğu sandığın anahtarı verilir. Aslında bunu hiç istemez fakat sandığı açar, içinde bir günlük vardır. Günlüğü okumaya başlar. Babasının ilk memuriyet yıllarını, annesiyle evlenmesini, anneannesinin davranışlarını okur.
Zehra daha önce bildiği şeylerin hepsini tam tersi olduğunu öğrenir.Aslında bu olaylarda bütün suçlunun annesi ve anneannesi olduğunu anlar. Bundan sonra içinde bir acıma duygusu oluşur.Hemen gidip babasının ayağını öper.Birkaç gün sonra okuluna tekrar döner ve artık Zehra’nın hiçbir eksiği kalmamıştır.Acımayı öğrenmiştir.
Reşat Nuri GÜNTEKİN

ACIMAK ROMANININ ÖZETİ


Zehra, kitabın kahramanı, mektebin başöğretmenidir. Yeni eğitim öğretimin bütün gereklerini yerine getirir,
öğrencilerle bire bir ilgilenir; ancak öğrencilerin yaptıkları yanlışları asla affetmez.İçinde hiç acıma duygusu hissetmez. Maarif ( Milli Eğitim) Müdürü de Zehra’nın bu özelliğinden çok muzdariptir. Müdür, çeşitli zamanlarda Zehra'yı uyarmış olmasına rağmen onda hiçbir değişiklik görmemiştir.
Maarif Müdürü Tevfik Hayri ile Vekil Şerif Hayri Bey Zehra’nın okulunu ziyarete giderler. Şerif Hayri Bey Zehra’ya babasının hasta olduğunu, bu nedenle İstanbul’a gidip babasını görmesini ister; fakat Zehra babasının olmadığını, o kişinin başka birisi olabileceğini söyler.
İki gün sonra Maarif Müdürü’ne bir telgraf gelir. Zehra’nın babası Mürşit Efendinin ölmek üzere olduğunu, muallimin hemen yola çıkmasını bildirir. Müdür Zehra’yı çağırtarak hemen gitmesini ister. Fakat Zehra yine karşı gelir. Müdür fazla üstelemez. Biraz sonra hazırlanmış, elinde çantasıyla Zehra gelir ve gitmeye karar verdiğini söyler.
Zehra İstanbul yolunda babasının ailesine yaptıklarını annesini, ablasını ve anneannesini nasıl öldürdüğünü ve en sonunda da kendisini bir yatılı okula verip hiç arayıp sormamasını düşünür. İstanbul’a varır. Eski komşuları Vehbi Bey kendisini karşılar. Niçin daha önce gelmediğini, babasının “Zehra, Zehra” diye öldüğünü söyler. Eve vardıklarında babasının başında birkaç kadın vardır. Babasını görmek istemez. Kendisine babasının eşyalarının bulunduğu sandığın anahtarı verilir. Aslında bunu hiç istemez fakat sandığı açar, içinde bir günlük vardır. Günlüğü okumaya başlar. Babasının ilk memuriyet yıllarını, annesiyle evlenmesini, anneannesinin davranışlarını okur.
Zehra daha önce bildiği şeylerin hepsini tam tersi olduğunu öğrenir.Aslında bu olaylarda bütün suçlunun annesi ve anneannesi olduğunu anlar. Bundan sonra içinde bir acıma duygusu oluşur.Hemen gidip babasının ayağını öper.Birkaç gün sonra okuluna tekrar döner ve artık Zehra’nın hiçbir eksiği kalmamıştır.Acımayı öğrenmiştir.
Reşat Nuri GÜNTEKİN

Büyük Cumhuriyetimizin 88. yılını bir yanda terör bir yanda deprem felaketiyle biraz buruk kutluyoruz.
Bu bayramı bize yaşatan başta Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi şükranla anıyoruz.
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!

CUMHURİYETİMİZİN 88. YILI KUTLU OLSUN

Büyük Cumhuriyetimizin 88. yılını bir yanda terör bir yanda deprem felaketiyle biraz buruk kutluyoruz.
Bu bayramı bize yaşatan başta Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi şükranla anıyoruz.
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!

Bütün İslam alemine mutlu bayramlar diliyoruz...

MUTLU BAYRAMLAR

Bütün İslam alemine mutlu bayramlar diliyoruz...


Cengiz Aytmatov'un bu ölümsüz eseri yazarın gazetecilik yaptığı yıllarda Narın’dayken Frunze’ye geçmek istemesiyle başlıyor.Fakat Frunze’ye acele
gitmek istediği için yoldan geçen bir kamyonete binmek istemektedir.İlyas’ın kamyonetine binmek ister fakat İlyas arabaya kimseyi alamayacağını söyler.Yazar nedenini merak etse de olayın üzerine fazla düşmez.

Yazar daha sonraki bir zamanda Oş’a trenle giderken,trende İlyas’a rastlar.Ve İlyas ile birbirlerini anımsarlar ve tanışırlar.İlyas yazara arabaya onu almayaşının sebebini anlatmaya başlar.

Bundan sonra Asyel ile İlyas’ın hikayesi başlar.İlyas askerden yeni dönmüştür ve arkadaşı olan Alibek’in yanında Tiyen-Şanlar’da bir ulaştırma merkezinde çalışmaya başlar.Daha sonra birgün bir köye iş için gider ve orada Asyel’i görür.Ve zamanla köye gel-git birbirlerini severler.Fakat Asyel evlenmek üzeredir.Bunun üzerine İlyas Asyel’i kaçırır.

Daha sonra Samet adında bir oğulları olur.Fakat daha sonra İlyas’ın hırsı ve ve gururu yüzünden Asel ile aralar açılır.İlyas daha önce yaptığı gibi kamyonuna römork bağlayarak Tiyen-Şan’lardan geçebileceğini kanıtlamak ister.Ve işyerindeki arkadaşlarıyla,en yakın arkadaşı Alibek ile bu olay yüzünden arası açılır.Ve yolu geçememesi nedeniyle iyice ipler kopar.İlyas evinden iyice uzaklaşır.Zamanını Kadiça adında işyerinde çalışan bir kadınla geçirmeye başlar.Asel bunu çok geçmeden öğrenir.Oğlunu da alarak İlyas’ı terk eder.

İlyas Asel’i arar fakat bulamaz. Kadiça ile yaşamaya başlar.Bu sırada Asel ise nereye gittiğini bilmeden yola çıkar.Yolculuk sırasında Baytemir adında bir adamla tanışır.Baytemir Asel’e yardım eder,ona kalacak yer sağlar,evinin kapılarını Asel’e açar.Baytemir Samet’i kendi çocuğu gibi sever.Asel’i de sevmektedir.

Bu sırada İlyas Kadiça ile birlikte Anarhay’a yerleşir ve orda yaşamaya başlar.Fakat daha sonra İlyas Asel’i bir türlü unutamaz ve Kadiça’yı da bir türlü sevememektedir.Ve Tiyen-Şanlar’a geri dönmeye karar verir.Eski işine geri döner. Bir gün yine alkollü olduğu bir sıra kaza yapar.Onu Baytemir kurtarır, evine getirir.Fakat Baytemir’in hiçbirşeyden haberi yoktur. Ama daha sonra anlar.Ama ne Asel’e ne de İlyas’a bir şey söyler.Onların kendi kararlarını kendilerinin vermesini ister.İlyas ise hergün oğlunu Asel’den ve Baytemir’den habersiz görmektedir. Samet’i kaçırmaya karar verir. Ama oğlunun baba olarak Baytemir’i bilmesi ve ondan ayrılmak istememesi,Asel’in de artık ona geri dönmeyeceğini bilmesi onu mahveder.Aşkına,Tiyen-Şan Dağlarına ,Işık Göl’e veda ederek Pamirler’e yeni bir hayata gider.Fakat aşkını hiçbir zaman unutamayacağını bilmektedir.

AL YAZMALIM SELVİ BOYLUM ÖZETİ - CENGİZ AYTMATOV


Cengiz Aytmatov'un bu ölümsüz eseri yazarın gazetecilik yaptığı yıllarda Narın’dayken Frunze’ye geçmek istemesiyle başlıyor.Fakat Frunze’ye acele
gitmek istediği için yoldan geçen bir kamyonete binmek istemektedir.İlyas’ın kamyonetine binmek ister fakat İlyas arabaya kimseyi alamayacağını söyler.Yazar nedenini merak etse de olayın üzerine fazla düşmez.

Yazar daha sonraki bir zamanda Oş’a trenle giderken,trende İlyas’a rastlar.Ve İlyas ile birbirlerini anımsarlar ve tanışırlar.İlyas yazara arabaya onu almayaşının sebebini anlatmaya başlar.

Bundan sonra Asyel ile İlyas’ın hikayesi başlar.İlyas askerden yeni dönmüştür ve arkadaşı olan Alibek’in yanında Tiyen-Şanlar’da bir ulaştırma merkezinde çalışmaya başlar.Daha sonra birgün bir köye iş için gider ve orada Asyel’i görür.Ve zamanla köye gel-git birbirlerini severler.Fakat Asyel evlenmek üzeredir.Bunun üzerine İlyas Asyel’i kaçırır.

Daha sonra Samet adında bir oğulları olur.Fakat daha sonra İlyas’ın hırsı ve ve gururu yüzünden Asel ile aralar açılır.İlyas daha önce yaptığı gibi kamyonuna römork bağlayarak Tiyen-Şan’lardan geçebileceğini kanıtlamak ister.Ve işyerindeki arkadaşlarıyla,en yakın arkadaşı Alibek ile bu olay yüzünden arası açılır.Ve yolu geçememesi nedeniyle iyice ipler kopar.İlyas evinden iyice uzaklaşır.Zamanını Kadiça adında işyerinde çalışan bir kadınla geçirmeye başlar.Asel bunu çok geçmeden öğrenir.Oğlunu da alarak İlyas’ı terk eder.

İlyas Asel’i arar fakat bulamaz. Kadiça ile yaşamaya başlar.Bu sırada Asel ise nereye gittiğini bilmeden yola çıkar.Yolculuk sırasında Baytemir adında bir adamla tanışır.Baytemir Asel’e yardım eder,ona kalacak yer sağlar,evinin kapılarını Asel’e açar.Baytemir Samet’i kendi çocuğu gibi sever.Asel’i de sevmektedir.

Bu sırada İlyas Kadiça ile birlikte Anarhay’a yerleşir ve orda yaşamaya başlar.Fakat daha sonra İlyas Asel’i bir türlü unutamaz ve Kadiça’yı da bir türlü sevememektedir.Ve Tiyen-Şanlar’a geri dönmeye karar verir.Eski işine geri döner. Bir gün yine alkollü olduğu bir sıra kaza yapar.Onu Baytemir kurtarır, evine getirir.Fakat Baytemir’in hiçbirşeyden haberi yoktur. Ama daha sonra anlar.Ama ne Asel’e ne de İlyas’a bir şey söyler.Onların kendi kararlarını kendilerinin vermesini ister.İlyas ise hergün oğlunu Asel’den ve Baytemir’den habersiz görmektedir. Samet’i kaçırmaya karar verir. Ama oğlunun baba olarak Baytemir’i bilmesi ve ondan ayrılmak istememesi,Asel’in de artık ona geri dönmeyeceğini bilmesi onu mahveder.Aşkına,Tiyen-Şan Dağlarına ,Işık Göl’e veda ederek Pamirler’e yeni bir hayata gider.Fakat aşkını hiçbir zaman unutamayacağını bilmektedir.


Kitap kurtuluş savaşı sırasında cephede kolunu kaybetmiş bir subayla, askerliği yeni bitmiş bir askerin köyünde geçen olaylar anlatılmaktadır.

KİTABIN ÖZETİ


Sessiz ve sakin bir yerde hayatını sürdürmek isteyen Ahmet Celal, gittiği yerde, yabancı olduğundan, yaban olarak tanımlanmaktadır. Köydekilerle hiçbir bağlantısı olmamasına ve subay olmasına rağmen ona düşman gözüyle bakılmaktadır. Ülkenin tamamı işgâl altında olmasına rağmen köylülerin bunu umursamaması, sonuçta; evlerinin kundaklanması, yiyeceklerinin yağmalanması, kadın ve kızlarına tacizde bulunulması onların akıllarını başlarına getirir. Bu durumu gören Ahmet Celal sevgilisini yanına alıp kaçmaya çalışır.


KİŞİLER VE OLAYLAR:

AHMET CELAL: İçi vatan aşkıyla dolu, köylülerin cahilliğini gidermek için didinen, köy yaşamına alışık olmayan birisidir.
SALİH AĞA: Sinsi bir kişiliğe sahiptir. Kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bir kişiliğe sahip.
MEHMET ALİ'NİN ANNESİ: Kendisini toprağa adamış, cahil, hiçbir şeyden habersiz ve başkalarının sözünü dinlemektedir.
BEKİR ÇAVUŞ: Askerlik yaptığından dolayı olayların kısmen farkındadır. Bulunduğu ortam itibariyle bildiklerini aktarmaktan çekinmektedir.

YABAN ROMANI ÖZETİ (YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU)


Kitap kurtuluş savaşı sırasında cephede kolunu kaybetmiş bir subayla, askerliği yeni bitmiş bir askerin köyünde geçen olaylar anlatılmaktadır.

KİTABIN ÖZETİ


Sessiz ve sakin bir yerde hayatını sürdürmek isteyen Ahmet Celal, gittiği yerde, yabancı olduğundan, yaban olarak tanımlanmaktadır. Köydekilerle hiçbir bağlantısı olmamasına ve subay olmasına rağmen ona düşman gözüyle bakılmaktadır. Ülkenin tamamı işgâl altında olmasına rağmen köylülerin bunu umursamaması, sonuçta; evlerinin kundaklanması, yiyeceklerinin yağmalanması, kadın ve kızlarına tacizde bulunulması onların akıllarını başlarına getirir. Bu durumu gören Ahmet Celal sevgilisini yanına alıp kaçmaya çalışır.


KİŞİLER VE OLAYLAR:

AHMET CELAL: İçi vatan aşkıyla dolu, köylülerin cahilliğini gidermek için didinen, köy yaşamına alışık olmayan birisidir.
SALİH AĞA: Sinsi bir kişiliğe sahiptir. Kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bir kişiliğe sahip.
MEHMET ALİ'NİN ANNESİ: Kendisini toprağa adamış, cahil, hiçbir şeyden habersiz ve başkalarının sözünü dinlemektedir.
BEKİR ÇAVUŞ: Askerlik yaptığından dolayı olayların kısmen farkındadır. Bulunduğu ortam itibariyle bildiklerini aktarmaktan çekinmektedir.

Hikayede Tomun cezadan kurtulmak için herkesi şaşkına çevirecek zeka oyunlarını ve sonunda bunlardan nasıl kurtulduğunu yazıyor. Tom
hikayede kendi dünyasında (nehirlerin, ormanların, mağaraların ve adaların dünyasında) bir kahraman gibi yaşar.
Tom, Missouri’ye bağlı St. Petersburg köyündeki “haşarı” çocuklardan biridir. Pervasız, temb
el, çıldırtıcı ölçüde meraklı olan bir okul çocuğu ve teyzesi Polly Teyze için tam bir baş belasıdır. Bir gün Tom, Huck, Joe herkesten gizli bir plan yapar ve adaya kaçar. Herkes onları öldü sanıp cenaze töreni yapar ama törende ortaya çıkınıca herkes oyun olduğu anlaşılınca herkes onlara karşı tavır alır. Ama Tom ve Huck bu iştende kasabada yaşayan Bayan Douglas’ı öldürmek için plan yapan haydutları ortaya çıkararak kurtulur. Daha sonra haydut Kızılderili Joe’yu hapse atarlar. Ve onun definesinin yerini tek bilenler olarak Tom ve Huck defineyi yerinden çıkarır zengin bir hayat sürerler.
Hikayedeki Kişiler :
Tom Sawyer: Haylaz ve yarmazda olan zeki bir çoçuktur.
Huckleberry Finn: Mahallenin en haylaz çocuğu olan Huck, Tom’dan eksik bir yanı olmayan mahalle çocukları haricinde kimsenin sevmediği biridir.
Polly Teyze:İyi kalpli ama çok sinirli görünen ve yaşlı bir kadındır.
Joe:İçine kapanık olan Joe kendi dünyasında korsan olmak isteyen bir çocuk.

TOM SAWYER ÖZETİ ( MARK TWAIN)

Hikayede Tomun cezadan kurtulmak için herkesi şaşkına çevirecek zeka oyunlarını ve sonunda bunlardan nasıl kurtulduğunu yazıyor. Tom
hikayede kendi dünyasında (nehirlerin, ormanların, mağaraların ve adaların dünyasında) bir kahraman gibi yaşar.
Tom, Missouri’ye bağlı St. Petersburg köyündeki “haşarı” çocuklardan biridir. Pervasız, temb
el, çıldırtıcı ölçüde meraklı olan bir okul çocuğu ve teyzesi Polly Teyze için tam bir baş belasıdır. Bir gün Tom, Huck, Joe herkesten gizli bir plan yapar ve adaya kaçar. Herkes onları öldü sanıp cenaze töreni yapar ama törende ortaya çıkınıca herkes oyun olduğu anlaşılınca herkes onlara karşı tavır alır. Ama Tom ve Huck bu iştende kasabada yaşayan Bayan Douglas’ı öldürmek için plan yapan haydutları ortaya çıkararak kurtulur. Daha sonra haydut Kızılderili Joe’yu hapse atarlar. Ve onun definesinin yerini tek bilenler olarak Tom ve Huck defineyi yerinden çıkarır zengin bir hayat sürerler.
Hikayedeki Kişiler :
Tom Sawyer: Haylaz ve yarmazda olan zeki bir çoçuktur.
Huckleberry Finn: Mahallenin en haylaz çocuğu olan Huck, Tom’dan eksik bir yanı olmayan mahalle çocukları haricinde kimsenin sevmediği biridir.
Polly Teyze:İyi kalpli ama çok sinirli görünen ve yaşlı bir kadındır.
Joe:İçine kapanık olan Joe kendi dünyasında korsan olmak isteyen bir çocuk.

Popular Posts